Oğuzların 24 boyundan biri olup, adından sıkça söz ettiren “en savaşçı” Türk boyu olduğu kabul edilen Çepniler, aynı zamanda Anadolu’da en yaygın Türk boyudur.
Tarihsel kaynaklarda pek çok mana yüklenmiştir Çepniliğe.
Cesur, savaşçı, kuvvetli, kudretli, cömert gibi birçok mana…
Ancak her devirde olan toplumsal çatışmalardan, maalesef “Çepnilik” de payına düşeni almıştır.
Anadolu’nun Türk yurdu haline gelmesinde büyük rollerinin bulunduğu tartışmasız olan Çepniler, bazı yörelerde, bazı kesimlerce sevilmemiş, kötü adlandırmalara tabi tutulmuştur.
Bu kötü adlandırmaların bilimsel hiçbir geçerliliği yoktur.
Nelerdir bu yakıştırmalar?
En başta cimri manasında söylenen “cingan” (Çingene).
Mümkün mü?
Çepnilik cömertliktir.
En eski tarihsel kaynaklar bunları söylüyor.
Reşideddin Fazlullah’lar, Yazıcıoğlu Ali’ler, vesaire.
Türkiye’de en çok Çepni’nin bulunduğu yerlerden biri olan Ordu’nun bazı yerlerinde Çepniliğe ilginç (!) anlamlar yüklenmiştir.
1932 yılında Ordu-Ulubey-Şıhlar köyünde yapılan bir derlemede, Çepnilik için “fahişelik” anlamını kullanmışlar! (Bkz. Türkiye’de Halk Ağzından Derleme Sözlüğü-3, Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumu yay., 1993 (2. baskı), cilt: 3, s. 1144).
Dahası mı?
Aynı kaynağın, aynı yerinde, aynı sayfada yer alan ve aynı yılda Beşikdüzü-Vakfıkebir yöresinde halk ağzından derlenen “Çepni” adının manası, “soysuz, ahlakı bozuk olan kimse” şeklinde geçmektedir (Bkz. yukarıda zikredilen kaynak).
1932’deki bu derlemeler ciltler halinde tekrar 1993’te basılmış ve yayınlanmıştır.
Hem de kişisel görüşlere dayanan gayri objektif veriler içeren söz konusu pek çok aşağılama ve hakaretle…
Neden Çepnilere ve Çepniliğe kötü anlamlar yüklenmektedir?
Saha derlemelerinde üç beş ağızdan duyulan her şey, objektif bir süzgeçten geçirilmeden ve Türk milli kültürünün ve tarihinin tahrip edileceği kaygısı taşınmadan, olduğu gibi verilmiştir?
Anadolu’yu Türkleştirmede büyük rolleri olan Çepnilerin ve Çepniler gibi emektar pek çok Türk boyunun, aşağılanması ve bunun devlet kitaplarında yer alması hak mıdır?
Kesinlikle haksızlıktır.
Folklor bir bilimse, kültür bir bilimse, bilimsel açıdan halka hizmet edecekse; mahalle kavgalarından doğmuş birkaç anekdotu, yurttaşların sosyal gruplarını aşağılayacak veya ötekileştirecek türden yazmamalıdır.