Menü
ESPIYE WEATHER
Giresun yöresinde asırlardır kullanılan sözcüklerin unutulmaması adına yaptığımız derleme ve incelemeleri nakletmeye devam ediyoruz. Kaşgarlı Mahmut’un (DLT) eserinde, yırtıcı kuşların pençe ve tırnakları “tarmak” şeklinde aktarılmıştır. Bahaeddin Ögel, bunu aktarırken tırnak/tırmak-tırmık-taramak (tarlada sürgü sürmek) gibi eski sözcükler arasındaki bağa dikkat çekmiştir. Ancak Ögel, bu sözcüklerle “tırpan” sözcüğünün bir ilişkisi olmadığını, bunları karıştırmamak gerektiğini de vurgulamıştır. Tırpan sözcüğünü “Rumcadan gelmiş bir söz gibi görünüyor” şeklinde ifade etmiştir.
Ögel’in verdiği bilgilerden hareketle, Giresun yöresi özelinde kullanılan ve bu sözcüklerle ilişkili olan bazı ifadeleri de ilave etmeye çalışacağız: Tarak (baş tarağı, yün tarağı), taramak (saç), taranmak (saç), tırmanmak (el ve ayak tırnaklarıyla ilişkili), tırnak, dırnuk (tırmalayan, pençeleyen saldırgan hayvan), dırnuk it (dalayan saldırgan köpek), dırnuk it gibi (köpek gibi saldırgan kimse için söylenir), dırım dırım dırmanmak (ya da tırım tırım tırmanmak; elini parmaklarını, tırnaklarını yok edesiye çalışmak, çok çalışmak), cırmuk (cırmalayan=tırmalayan), cırmalamak (tırmalamak=tırnak geçirmek. Örn. “Hırsız hırsız hırmala / Gel kapımı cırmala”; hırsızlık eden kimseyle alay etmede kullanılır)…
Giresun’un Dereli ilçesinin bazı köylerinde kullanılan “pevrek” sözcüğünü de kayda geçmek yerinde olacaktır. Pevrek sözcüğü zikredilen yörede “su kanalı” anlamında kullanılmaktadır. Sözlüklerde yüzeysel bir araştırma yapsak da rastlayamadık ancak içinde “pevrenk” geçen bir eser karşımıza çıktı (Nedim Bakırcı, Kırım Tatar Masalları) ve sözcüğün “kazılmış yer, kuyu” gibi anlamlarda kullanıldığını, yani kazılmış bir kanalla aynı anlama geldiğini düşündük:
“Teren bir pevrenk kazdırayık. Balalarnın bütün aşaycak, içeceklerini anda koyayık, özümiz ise bu evden çıkıp keteyik.” dey. Şay da eteler. Teren bir pevrenk kazalar, içine balalarnın bütün aşaycak, içecek şeylerini koyıp, balalarnı anda tüşüre, üstüni toprak örte, özleri ise çıkıp keteler. (…) Acera yılan, olarnı pevrenkten birli birli kazıp çıkara da: “A…a… siz mında ekensiz de.” dey.” 
“Pevrenk” sözcüğünün yapı itibarıyla Farsça olabileceğini düşünmekteyiz. Yörede mevcut Türk boylarının (yoğun olarak Çepniler) geçmişte kullandıkları gündelik dilde Farsça sözcükler oldukça çoktu. Bu konuda daha sağlıklı bir araştırmaya ihtiyaç vardır. 
Yörede kullanılan eski sözcüklerden biri de “ofanğ= (ng) ofank”dır. Bu sözcüğün da Farsça kökenli olduğunu düşünmekle birlikte “kesin” bir sonuca varamadığımızı da belirtmek durumundayız. “Ofanğ” sözcüğü, Giresun’un Espiye ilçesinin Çepni köyünde kullanılan ve doğal koşullarla oluşmuş kuytu yer, oyuk, çevresine göre çukurda kalan dar ve uzun, içinden su akan veya akmayan derin yer anlamına gelen bir sözcüktür. Adı geçen yer dışında başka, yörede başka bir ilçe ve köyde rastlamadığımız, derlemelerimizde karşılaşmadığımız bu sözcük yörede yaygın kullanılan “obuz” ile aynı kökten geliyor olabilir. Kaşgarlı Mahmut DLT’de “obuz” sözcüğünü “engebeli, bozuk arazi”; “oprı” sözcüğünü ise “çukur ya da oyuk” şeklinde aktarmıştır. Yani DLT’de “ofanğ” şeklinde bir sözcük yoktur ancak “obuz” ve “oprı” sözcüğü “ofanğ” sözcüğüyle aynı anlam ve köken ilişkisi içerisindedir. Köyde “obuz” ile “ofanğ” sözcüğünün ayrı ayrı kullanımında dikkat çeken husus ise “obuz”un içinden belli zamanlarda da olsa su geçer ki “obuz” diye adlandırılsın. “Ofanğ”da ise böyle bir zorunluluk söz konusu olmayıp daha çok arazinin yapısıyla ilgilidir. Ek olarak da “obuz, oprı, obruk, ofanğ” sözcükleri arasında bir bağ bulunduğunu ve özellikle daha önce kayda geçmemiş olan “ofanğ” sözcüğünün unutulmaması, araştırılması ve varyantlarıyla birlikte ortaya çıkarılmasının önemli bir katkı olacağı kanaatindeyiz…
(Kaynaklar: N. Bakırcı, Kırım Tatar Masalları, Konya, 2010, s. 264-265/ S. Balcı-M. Kaya, “Divan-ü Lügati’t-Türk’ten Giresun Sosyal Antropolojisine Uzanan Söz Varlığı”, UKHAD, S.3, 2015, s.275,277/ B. Ögel, Türk Kültür Tarihine Giriş, c.2, Ankara 1991, s.15)  .(MEVLÜT KAYA)