Anne babaların, çocuklarına karşı esnek olmayı öğrenmeleri gerekiyor. Çocuklarınıza aynı standartları uygulamayın.
Onlara sevgiyle öğretin. Bazı çocukların daha fazla eğilimi vardır, daha hızlı öğrenmek istiyorlardır ve siz de onlara o şansı verirsiniz.
Benim 6 tane çocuğum var. Hiçbiri Kur’anı aynı şekilde ezberlemiyor. Hiçbiri Kur’anı aynı şekilde çalışmıyor. Hiçbiri! Çocuklarımdan biri, bir şeyi beş dakikada ezberleyebiliyor. Ben onları birbirleriyle kıyaslamıyorum. “Niye kardeşin gibi öğrenmiyorsun sen, hıh?” Böyle bir şey söylemiyorum. Bu zulüm. Bu, zulüm!
Böyle davranmak çocukta dine karşı nefret oluşturuyor. Böyle bir davranış karşısında çocuk “Bu kitap yüzünden babam, kardeşimi benden daha çok seviyor” diyebiliyor. Yanlış bu! Böyle davranmayın. Böyle davranmayı kesin! Çocuklarınızın üzerine bu kadar baskı yapmayı bırakın.
***
Allah çocuğunuzun hafız olmasını istemiyor.
Allah çocuğunuzun âlim olmasını istemiyor.
Allah çocuğunuzun iyi bir Müslüman olmasını istiyor.
Allah çocuğunuzun kendi dinini sevmesini istiyor. Allah bunu istiyor.
***
O yüzden rahatlayın.
Bir kardeşimiz “Çocuğum beş, altı yaşında. Ona, kıyamet gününün alametleriyle ilgili videolar izlettim ve deccal’den bahsettim” diyor…
Niye böyle bir şey yapıyorsunuz? Niye çocuklarınıza deccal’den bahsediyorsunuz? O, daha beş yaşında. Bu, onları sarsabilir. Ben bile deccal hakkında bir şeyler okuyunca korkuyorum.
Şu an, onlar yaptıkları herhangi bir yanlış için sorumlu değiller.
İçlerinde Allah korkusunun olması gerekmediği bir zamanda neden içlerine Allah korkusunu koymak istiyorsunuz. Allah korkusu, yaptığı amellerden sorumlu olan biri için olmalı, değil mi?
Hayır, hayır! Durun bir dakika! Çocukların banlara ihtiyacı yok. Bunlar, onları sarsar. Dinlerini korkutucu terimlerle düşünürler. Hayır. Böyle bir şey yapmazsınız. Yapamazsınız! Bu, çocuklara çok fazla zarar verir. Bir çocuğa kurku filmi izletip sonra oyuncak ayı gösterince her şey yoluna girer diye düşünemezsiniz.
Allah vurgulamadığı şeyleri vurguluyoruz ve Allah’ın vurguladığı şeyleri görmezden geliyoruz. Böylelikle çocuklarımız yoldan çıkıp İslam dışında sevecek bir şeyler bulmasınlar.
Şimdi, onlara Allah’ın sevgisini, merhametini, ilgisini, lütuflarını, Peygamberin (sav) sevgisini aşılama zamanı.
Korku, sonradan gelecek. Olgunlaştıklarında yaşları biraz ilerlediğinden sorumluluklarla, mesuliyetlerle ilgi konuşmaya başlarsınız.
***
Günümüzde, en büyük marifet çocuklarımızın ne kadar öğrendikleri değil. Ne kadar öğrendiklerinin hiçbir önemi yok. Neyin önemi var peki?
Rabb’lerini ne kadar sevdiklerinin...
Peygamberlerini (sav) ne kadar sevdiklerinin…
Karakterlerini ne kadar muhafaza ettiklerinin…
Ne kadar dürüst ve güvenilir olduklarının…
Bir hatayı itiraf etmenin onlar için ne kadar kolay olduğunun.
En önemli olan şey karakterleri. Bilgileri değil. Bilgi yüzeyseldir, başkalarına göstermek için vardır.
Bilgi önemsizdir demek istemiyorum. Ama bilgi, karakterin yanında her zaman ikinci sırada olacak. Her zaman, daima karakterin yanında ikinci sırada olacak.
Şimdi, o karakteri, kişiliği yetiştirme zamanı ve bununla beraber biraz biraz bilgi verme zamanı.
Dengeyi tekrar kurmamız lazım. Bilginin yeri ayrı, karakterin yeri ayrı. İkisinin arasındaki denge sağlanmalı. Kesinlikle sağlanmalı.
Aynı şey Kur’an öğretmek için de geçerli. Aynı şey çocuğunuza herhangi bir şeyi öğretmek için de geçerli. Çok erken yaşta bütün Kur’anı ezberleyen ama karakteri olamayan bir sürü çocuk var. Kur’arı ezbere biliyorlar. Yani toplumumuza birer ödüller. Hadi ama! Ne yaptık biz?
***
Bakın, çocuklar fıtrat üzerineler. Onlar, fıtrat üzerineler. Bu ne demek biliyor musunuz?
Onlar, çoktan Allah sevgisine sahipler. Allah, bunu içlerine koymuş. O sevgiyi yetiştirin ve onu, korkuyla yer değiştirmeyin.Yaptığınız şeyleri yaşlarına uygun ve sevdirerek yapın.
Vesselam…
Ahmed Çıtlakoğlu