Menü
ESPIYE WEATHER
“Kuvvetli bir hükümdarın adil bir veziri, efendisinin bütün adaletsizliklerini tamir edebilir. Fakat bizzat vezir de zalim olursa devlet binası yerle bir olur.” (Timur)

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 31 Mart seçimlerinde milletin mesajını değerlendirmek üzere istişarî görüşmelere başlamış bulunuyor.
İlk seansta Milletvekilleriyle yaptığı görüşmelerden basına sızdırılan bilgilere göre; 
- Sn. Erdoğan’ın “Önümüzdeki süreçte bazı tasarruflarımız olacak, alacağımız kararlara herkesin saygı duymasını bekliyorum”dediği…
- Hem kabinede, hem AK Parti Meclis grup yönetiminde, hem de parti yönetiminde (bazı MYK üyelerinin gerekirse hemen istifa ederek(!) MYK’da ve kısa sürede olağanüstü kongreyi gidilerek de MKYK’da)büyük değişiklikler yapılacağı…
- İl Teşkilatlarındaki değişimin önce İstanbul il yönetiminden başlayacağı...
- Parti yönetimine yapılacak değişikliklerin en erken iki hafta en geç 3 ay içinde olabileceği…
- Kabinedeki değişikliklerin, Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine yönelik ‘revizyon’ çalışmasından sonraya kalabileceği; iddia edilmektedir.
***
AK Parti’de yapılacak olan değişim (basına sızdırılan ve iddia edile şekliyle) “parti tabanının beklediği ve arzu ettiği” bir değişim midir?

Böyle bir değişim, parti tabanını (özellikle mesajını sandıkta veren partili seçmeni) tatmin edebilecek midir?
***
Ömrünü siyasette ve teşkilatlarda geçirmiş bir kişi olarak, aynı zamanda gazeteci kimliğimle gerek kendi bölgemde, gerek sair bölgelerde edindiğim bilgiler muvacehesinde halkımızın hissiyatına tercümen sıfatıyla ifade edeyim ki, böyle bir değişim;
- Parti tabanının beklediği ve arzu ettiği bir değişim olamaz!
- Sandıkta mesaj vere seçmeni tatmin edemez!
- Sadece zaman kaybı olur, parti tabanını oyalamaya yönelik olur!
- Dağ fare doğurmuş olur!
- Gelecek seçimlerde seçmenin daha şiddetli(!) mesajına zemin hazırlamış olur!
  
***
Neden mi böyle olur?
Birincisi: Sözde köklü bir değişimin 31 Mart seçimlerinin esas sorumlusu mevcut genel merkez yönetimi (MYK) ve milletvekilleriyle yapılan istişare neticesinde alınmış olması; gömleği ilk düğmesinin yanlış iliklendiğinin göstergesidir…
Milletvekilleriyle yapılan istişarî görüşmede, milletvekilleri fikirlerini beyan ederken Sn. Erdoğan, acaba Sn. Milletvekillerine sormuş mudur; “beyan ettiğiniz bu fikirleriniz sizlerin fikri mi, yoksa seçim bölgenizdeki seçmenleri fikri midir?”

Seçim bölgelerinde belediye başkanlığı ve il genel meclisi üyeliklerini kaybetmesine(yanlış aday tavsiyesi ve halkın tepkisini çeken icraatlarıyla) sebep olan milletvekillerinin, fikir beyan etmeleri; ne kadar sağlıklı, ne kadar güven verici olacaktır? Ya da sağlıklı ve güven verici olması mümkün müdür?..Kaldı ki önce seçim bölgesindeki seçmenlerle istişare etmeden genel merkezde fikir beyanın halkı hissiyatına tercümanı olması mümkün müdür?

Seçmenin sandıkta verdiği mesajı, seçmene sormadan masa başında değerlendirmek “ne kadar seçmeni anlamak” olur?

İkincisi: Seçim sonuçlarını sorumlusu MYK yöneticileri değişmeden onlar eliyle yapılacak il-ilçe teşkilat değişiklerinin sağlıklı olması mümkün müdür? 

Başarısızları tescilli yöneticilerin yeni oluşturacakları teşkilatlarla mı yeni başarılara imza atacaksınız? Bunun başarılı olacağına inananlar halkında buna inanacağını mı zannederler?

Üçüncüsü:Değişim hemen değil de neden en erken iki hafta, en geç 3 ay(!) sonra?
31 Mart’tan buyana 3 ay geçmiş, bir üç ay daha geçecek… Bugüne kadara tespit edilemeyen, bilinmeyen ne var da, bunda sonra araştırılacak? 
Dördüncüsü:Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde bir revizyonyapılacaksa neden yeni kabineyle değil de mevcut kabineyle yapılacak?
Bu kabine madem başarılı, neden değiştirmeye ihtiyaç duyulur?
Madem başarılı olmadığına inanılıyor neden “Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi revizyonu” bu kabineyle yapılmak isteniyor?
***
Hâsılı kelam:
- Değişim olacaksa hemen, şimdi olmalı!
- Önce acilen MYK değişmeli…
- Teşkilatlardaki değişim, mevcut MYK eliyle değil, yeni MYK eliyle yapılmalı…
- Kabine değişimi olacaksa gecikmeden yapılmalı…
- Aksi halde yeni oluşuma prim verilmiş olur!..
- Yeni oluşum başlarsa; Partide çözülme çorap söküğü gibi hızla başlar!
***
Aşçının hatasını maydanoz, terzinin hatasını ütü, hâkimin hatasını cezaevi, doktorun hatasını toprak, yüzlerin hatasını makyaj, liderlerin hatasını çalışma ekibi örter!..

Vesselam… 
AhmedÇıtlakoğlu